3 Eylül 2018 Pazartesi

BOZCAADA GEZİSİ




Herkese merhabalar

Uzun zamandır gitmek istediğim hatta 2018 hedeflerimden biri olan Bozcaada gezisini sonunda yapmış bulunuyorum.

Gönül isterdi ki dolu dolu her yerini gezebileyim ama eşim yanında değildi ve Mustafa Ata benimleydi demem sanırım durumu yeterince özetlemiştir :)

Canım arkadaşım güzel insan Bircan ile birlikte bu geziyi gerçekleştirdik. Aslında yola çok keyifli başlamıştık. Ama aracımız yolda arıza yaptı ve çok zaman kaybettik. Ama yine de içimizde ki adayı görme isteği bizi yoldan çeviremedi :)
Bozcaada'ya gitmek için Geyikli'den feribota binmeniz gerekiyor. Her saat başı Geyikli ve Bozcaada'dan karşılıklı iki feribot kalkıyor. Araç ile geçecekseniz 45 lira, sadece feribot kullanacaksanız kişi başı gidiş dönüş 7 lira gibi uygun bir ücret ödüyorsunuz. Adaya gidiş yaklaşık 40 dakıka sürüyor. İtiraf ediyorum iki çocukla da çok bir şey anlamıyorsunuz :)
Bozcaada Çanakkale'ye bağlı Türkiye'nin üçünçü büyük adası. Çanakkale Boğazının hemen girişinde yer alıyor. Türk ve Rum nüfus ağırlıklı.
Antik çağda Leukophrys, Yunan Mitolojisinde Tenedos adıyla anılan Bozcaada, stratejik konumundan dolayı çağlar boyunca birçok kez istilaya uğramış ve el değiştirmiş. Adadaki nekrapol sahasında yapılan kazılardan anlaşıldığı üzere adanın tarihi M.Ö. 3000 yıllarına dayanıyor. Adanın bilinen ilk sakinleri Pelasg'lar. Daha sonra sırasıyla Fenikeliler, Atinalılar, Yunanlılar, Persler, Büyük İskender, Bizanslar, Cenevizler, Venedikler ve Osmanlılar adaya hakim olmuş. 
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden sonra Bozcaada, Türkler için önem kazanmış ve 1455’te Osmanlı topraklarına katılmış. Bu tarihten itibaren Osmanlılar ve Venedikliler arasında Bozcaada için mücadeleler olmuş ve adanın hakimiyeti zaman zaman Venediklilere geçmiş. 
Osmanlı yönetiminde geçen uzun bir dönemden sonra, Balkan Savaşları sırasında 1912’de Yunanistan tarafından işgal edilen ada, 1923 Lozan Anlaşmasıyla Gökçeada ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanmış.
Adada üzüm bağları ve bu üzümlerden yapılmış şarapları tatmak mümkün. Ben tabi Mustafa Ata'yla bu keyiften mahrum kaldım. Ama eşimle de yeniden gidip adada 1-2 gün geçirmeyi planlıyoruz.
Ayrıca adanın hemen girişinde yöresel reçellerin, sabunların , baharatların  ve daha bir sürü şeyin satıldığı mini bir pazarda mevcut.
Mutlaka gidilip görülmeli ve bu güzellikten mahrum kalınmamalı diye düşünüyorum.
Ayrıca gidince renk renk çiçeklerle süslü sokaklarını gezmeli ve bol bol fotoğraf çektirmelisiniz.
Kendi adıma söylemeliyim 3-4 saatlik bir ada gezisi bile beni hayliyle mutlu etti. Adada ki genel mutluluk havası insanın ruhunu sarıyor. Söylemeden geçemeyeceğim asıl bir güzellik ise Eylül ayı içinde adada bağ bozumu şenlikleri varmış. Bunu kaçırdığım için gerçekten üzüldüm ama yeter ki sağlık belki de bir sonraki gidişim bağ bozumu şenliklerine denk gelir kim
bilir...
Benim söyleyeceklerim bu kadar
Mutlaka gidin,gezin ve görün...
Aşağıya mutlu fotoğraflarımızı da ekledim.
İki çocukla neler neler yaşadık hepsi aşağı da.
Buraya kadar okuduysanız ben sizi fotoğraflarla baş başa bırakayım. Bir sonra ki gezi yazımda görüşmek üzere.
Beni instagram hesabımdan takip etmek için
Sevgiler Ayda'dan
💛💛💛